Aile Dizimi Terapisi Zeytin Ağacı Dizisindeki gibi ya da Benzeri Hastalıklara Çare midir?
Hem evet hem hayır. Bu nasıl der gibisiniz ama izah etmeye çalışayım. Aslında en başta şunu vurgulamak zorundayım ki bir Aile Dizimi uzmanları doktorların işine karışmayız. Hem yetkimiz olmadığından hem de tamamen aynı olan olgunun farklı boyutlarına odaklandığımız için bu böyledir.
Hastalık sadece bedensel yani biyolojik bir olgu değildir. Nasıl ki ben bedenimi kullanmak istediğimde önce aklımdan yani fiziksel olmayan bir gerçeklikten bunu yaratıp bedenime emir veriyorsam: Kolu kaldır, klavyeye şu tuşları basarak şunu yaz, vs gibi ve bedenim onu takip ediyorsa, hastalıklar da bilinçsiz olarak bedenime verdiğim bazı direktifleri takip etmektedir. Kısacası beden psikolojiyi takip eder. Tersi de olur: Beden bir travma yaşadığında psikoloji de ondan etkilenir…
Aile Dizimi önceki kuşaklarda yaşanmış büyük ve travmatik olayların bitmemiş etkilerini çalışır. Önceki kuşaklarda yaşanmış bazı olayların etkileri sonraki kuşaklardaki bireylerde halen devam etmektedir. Bu bilinçli bir süreç değildir ve bilinç dışında, ailenin ortak hafızasında yer almaktadır.
Çok ağır bir travmanın bir ömürde çözümlenemeyen etkileri sonraki kuşaklarda onlara kalan miras misali aktarılır. Ve bu türden aktarımların bazıları sonraki kuşaktaki kişilerin bedenlerinde hastalık olarak zuhur edebilir.
Görünmez olan ve yaşandığında çare bulunmamış travmalar ve o travmaların etkileri zamanını bekleri ve masum çocukların hayatlarında birtakım sonuçlar olarak ortaya çıkar.
Mesela dizideki örnek üzerinde duracak olursak Sevgi karakterindeki kanser babasının öldürülmesine tanık olması ile ilişkili olabilir. Zaten dizide de hastalık geçici süre dahi olsa ortadan kalktı bu ortaya çıktığında. Ancak dizinin son bölümünde anladık ki hastalık yeniden zuhur edip ortaya çıkıverdi. Peki bu neden olmuş olabilir? Çünkü sonradan anlaşıldı ki ailede annenin sakladığı bir sır var ve bu sır da Sevgi’nin babasının zannettiği kişi olmamış olmasıdır. Dizide izleyince göreceğiz: muhtemelen gerçek babasıyla aile dizimi çalışması aracılığıyla yeniden bağ kurabilirse kanser tamamıyla ortan kalkabilir…
Şimdi okurlarımız diyebilir ki hastalık aile dizimiyle iyileşiyor demek değil mi bu? Bunu gerçekten bilemeyiz. Ben her zaman şunu söylerim. Bir hastalık özellikle sistemik kökenliyse yani aile dizimi konusu ise o zaman kişi onunla yüzleşmeden gerçek manada iyileşemez. Ama bu, aile dizimi yapınca iyileşir anlamına da gelmez. Çünkü hastalık sadece ruhsal değil, bedensel olarak biyolojik de boyutu olan bir olgudur. Biz aile dizimiyle hastalığın ruhsal yani önceki kuşaklardan aktarılan travma etkilerini bütünüyle temizlemiş ve ortadan kaldırmış olabiliriz. Ama bedenin de hücrelerinde oluşmuş olan hasarı onarması ve iyileşmesi gerekmektedir. Biz müdahale ettiğimizde hastalık artık bedeni geri dönülmez biçimde ele geçirmiş olabilir. Bu gibi bir durumda aile dizimi işini yüzde yüz yapsa bile hastalık iyileşmemiş olacaktır.
Ancak tersten bakarsak bir insan sadece ilaç kullanarak hastalığını yenebilir. Mükemmel bir doktor ya da tedavi ile bu peki hala mümkün olacaktır. Teknolojimiz bu kadar ilerlemiştir. Ancak yine filmdeki örnekle konuşursak kanserin metastaz yapması ne demektir? Gerçekten iyileşme oluşmamış sadece hastalık strateji değiştirmiştir.
Eğer hastalığın manevi sebepleri değişmediyse bedenin iyileşmesi sadece geçicidir. Bu durumda beden ya yeniden o hastalığı üretecek ya da başka sorunlar üretmeye devam edecektir. Ya da o birey iyileşse de sonraki kuşaktan başka bireyler de o hastalığa tutulabilecektir.
Kalıtsal hastalıkların hepsi sistemiktir. Yani Aile Dizimi ile çalışılması gerek bir yanları muhakkak vardır.
Biz her zaman hastalıklarla çalıştığımızda hastalığı temsil eden kişi ancak ve ancak önceki kuşaklarda yaşanan travmadan doğru ders alındığında odayı terk eder. Odayı hastalık temsilcisinin terk etmesi hastalığın kişinin sisteminden çıkması demektir. Bu şekildeki çalışmalarda oluşan sonuçlar, hakikaten belirli bir süre sonra pek çok sağlık problemin danışanın hayatında ortadan kalkmasıyla sonuçlanmıştır.
Ancak elbette bunun gerçekten nasıl olduğunu ya da aile diziminden mi kaynaklandığını bilimsel olarak tespit etmek mümkün olmayabilir. Fakat bunun zerre önemi yoktur. Eğer çalımalar bir iyileşmeyi tetikliyorsa ve sonuçlar pozitif oluyorsa varsın doktorlar iyileştirmiş olsun. Önemli olan kişinin iyileşmesidir.
Aile Dizimi çalışmalarında doğru terapist tavrı danışanın hayatındaki sonuçları düşünmeden ya da o sürece dahil olmadan onun ve ailesinin görmekten çekindiği ama görmek zorunda olduğu bilinçdışında kalmış şeyi ona göstermektir. O zaman hastalık ya da herhangi bir problem aile sisteminde sonraki kuşaklarda ortaya çıkmak zorunda kalmaz.
Psk. Dan. Erdoğan Şemsiyeci