Neden her şey atalarımla bağlantılandırılıyor? Bu çok rahatsız edici değil mi?
Aile diziminde aslında her şey atalarla bağlantılandırılıyor denilemez. Sadece atalarla bağlantılı olan konulara bakılıyor.
Ancak soruyu ben daha çok “atalarımızın yaptıklarının vabalini neden biz ödemek zorunda kalıyoruz” şeklinde duymaktayım. Çünkü sonrasında bir serzeniş söz konusu: “Bu çok rahatsız edici değil mi?”
Bu soru Aile Dizimi konusunda en zor anlaşılan ve insanlara mantıksız gelen taraflarından birisidir ve gerçekten üzerinde durmaya değer bir konudur.
Bizler çeşitli sistemlere aidiz. Bir insan pek çok sisteme birden aittir. Öncelikle aile sistemine aitizdir. Ayrıca ailemizin de dâhil olduğu sistemler vardır. Ülke gibi, etnik kökenimiz gibi, din gibi…
Bireyler de başka gruplara dâhil olabilmektedirler. Hizmet edilen bir şirket, bir kurum, bir kulüp üyeliği, taraftarlık vs. gibi..
Ancak, bizlerin kaderi üzerinde büyük etki sahibi olan aidiyetlerimiz yaşamımız üzerinde en büyük etkiye ve güce sahip olanlardır. Bu durumda elbette en önemli ve yaşamsal bağımız hayatımızı aldığımız anne babamız ve onların hayatlarını borçlu oldukları kendi anne babalarıdır, yani ailemizdir.
Bunun gibi örneğin, savaş sırasında birlikte mücadele edilen ve yaşamda kalmanın onlara bağlı olduğu silah arkadaşları da aile bireyleri kadar önemli hale gelirler. Yahut bir insanın hayatını kurtaran kişi de kurtarılan için aile bireyleri kadar önemli hale gelir. Bunun ardında olan şey biyolojik olarak hayatı sürdürmenin öneminin davranışlarımızı belirlemesi prensibidir. Bunu netleştirdikten sonra ilerlemek daha doğru olacak. Çünkü yaşamsal bağlarımızı anlamadan devamını anlamak zor olurdu.
Özetlemek gerekirse bir insanın hayatındaki en önemli insanlar varlığını borçlu olduğu kişilerdir.
Bu sebepten ötürü bizler içine doğduğumuz aile üyeleriyle çok derin bağlar oluştururuz. Görünürde ilişkimiz zayıf olsa bile anne babamız bizim için en önemli insanlar olmaya devam ederler. Bunu aile dizimi yaklaşımındaki karşılığı şudur: aile sisteminde önce gelenin daha büyük önceliği vardır.
Aile (eskiden kabile) bireylerin yaşam sürelerinin ötesinde bir vicdani sistem oluşturmaktadır. Bunun anlamı şudur: Örneğin geçmişte yapılmış olan bir haksızlığın bedeli doğru şekilde ödenmemiş ise aile vicdanı bunu tamamlamak zorunda kaldığından, sonradan gelen aile bireyleri bu rolü üstlenmekte ve atalarının ödememiş olduğu bedeli ödemek durumunda kalmaktadır.
İnanılması güç gibi gelse bile eskilerin “ilahi adalet” dedikleri mekanizma bir şekilde çalışmaktadır. Geçmişte tamamlanamayan, aksayan bir hareket, gelecekte konu ile doğrudan bir alakası olmayan bireyler tarafından tamamlanmaya çalışmaktadır.
Neden Her Şey Atalarımla Bağlantılandırılıyor?
Burada haksızlık olarak görülen ve isyan edilmek istenen şey bir yanlış anlamadan kaynaklanıyor. Çocuklara kaderlerinden kaynaklanan bu gibi geçmişten kaynaklı yük bir zorunluluk olarak verilmemektedir. Çocuk bunun üzerinde mantıken düşünüp taşınmadan ve elbette doğal olarak bunu yapmaya istekli olmaktadır. Bunu yaptıran yegâne güç sevgi ve bağlılıktır. Çocuğun kör sevgisidir bunu yaptıran şey.
Vicdanen, ailede yerine gelmemiş olan adaletin yarattığı dengelenme talebini çocuk kendisi üstlenmektedir ve bunu bilinçsizce yapmaya çalışmaktadır. Aile dizimi çalışmasında bilinçsizce üstelenilen ve aslında duruma faydası olmayan bu gibi davranışlar bilince getirilmektedir. Ve bu gibi işlevsiz olan davranış ve derin inançların derininde yatan esas sebep olan sevgi ve bağlılık bilinçli olarak ortaya çıkarılmaktadır. Ayrıca bilinçdışının anlayacağı şekilde simgesel bir biçimde bu esas sevgi ve bağlılık alakalı kişiye ifade edilmektedir.
Sonuç olarak ortada rahatsız edici bir şey yoktur. Esas rahatsızlıkların kaynağı olan aile bireyleri arasındaki kör sevgi ve bağlılık daha bilinçli hale getirilmektedir. Atalarımızla ilgili olarak ters giden her şeyin sebebi bu sevgi bağlılığın bilinçli bir şekilde yaşanamaması sebebiyledir. Doğal olarak yaşanamayan ve akamayan sevgi enerjisi doğal akış haline gelebilsin diye bu çalışmalar yapılmaktadır.
Meselenin kaynağı çok büyük ihtimalle soruyu soran kişinin atalarıyla her zaman var olan derin bağlarının farkında olmamasıdır.